Sayfalar

30 Ekim 2011 Pazar

kim bum'dan deprem taziyesi ..

 
                                              
   sabah şu haberi okumamla birlikte kim bum sevgimde devasa bir patlama yaşandı.. dün kim bum şöyle bir tweet atmış:  

  "Hello fans in Thailand~ I'm so sorry to hear about the flood. Dear fans in Turkey, I'm also deeply sorry to hear the news about the earthquake. I would like to send my condolence to fans affected by the flood and earthquake. Please stay strong and don't lose hope. Cheer up!"

  waaa!!! ya yavrum sen nasıl tatlı bişeysin yaa!!  zaten sevimliydin, şimdi bu mesajın üstüne ne oldun , sana ne demeliyim bilmiyorum :S :D


kalbimde en tepelerdesin şu an...
sadece bir mesajla oralara çıkılabiliyomuymuş, bende şimdi farkettim..
ama ne olursa sadece bir tweet'le insanlara moral vermek olağanüstü bişey..
ve insanın bunun farkına varıp, bunu değerlendirmesi daha da harika..


haa, fazlaca reel çalışan zihniyetler ne değişti sadece bir tweet , göz boyama bunlar diye düşünebilirler ve belki bu daha gerçekçi bulunan  bi yaklaşım olur ama ne olursa olsun  en azından iki çift tatlı söz duymak insana zor zamanlarında her zaman iyi gelir.. 


bu yüzden ben bu tweeti görünce çok mutlu oldum ve Kim Bum'u da aldım kalbimin en tepesine koydum..


bugünlük kendisini fahri prensim ilan ediyorum!! 


saranghe oppaaa!!!! diyerek  bu buram buram fangirl kokan yazımı tamamlıyorum :D 



17 Ekim 2011 Pazartesi

12 Ekim 2011 Çarşamba

ft island klibinde bir istanbul yazısı !!!



  vuhaha:) acaip mutluyum bugün ya :D neden mi? çünküü bugün alnımın akıyla 4 adet pratik sınavını atlatıp bir de üstüne acaip tatlı bir hikaye okumaya başladım..

haa birde memory in ft island yayınlandı ki inanılmaz sevindim, bayıldım :D

hatta sabah uyandığımda aklımda sınavlardan ziyade bu mv vardı :S

neyse gelelim biz videomuza .. ilk söylemek istediğim şey ben bu veledi -ki anlıyacağınız üzere hong ki oluyor- çoook özlemişim yav!! videoyu izlemek otogarda sevdiklerime sarılma etkisi yarattı bende hatta :P :D

ama cidden çok sevdim bu klibi ve şarkıyı.. ne zamandır bu tarz birşey bekliyordum zaten.. beklentilerime tam olarak cevap verdi bu mv diyebiliriz :)

özellikle hong ki' nin nihayet bişeye benzeyen tarzına ve fonda ki ahşap duvarlara, ahşabın arasından geçen ışık huzmelerine,sahil,gökyüzü ve kum olayına bayıldım.. çok sıcak ve enerjik bir klip olmuş bence..

vee şimdi asıl bomba geliyor!!
klibin sonunda 3.25'de baterinin üstünde istanbul yazısı var sanki di mi ?
hatta ''u'' hilal şeklinde ve üstünde bir yıldız var.. bildiğiniz bizim istanbul yani :D

dikkat edin cidden var, harbiden yani ..
niyeyse çok şaşırdım.. bu marka acaip ünlü de ben durumdan bihabersem cahilliğime verin ..
ama bi bilen varsa da ses versin, rica ediciim ..

dipnot: yahu cidden çok sağlam şarkı.. klipte ayrı bi sıcak .. sadece o beyaz gülleri çözemedim .. hong ki' nin kemerinde olanından bahsediyorum :)

4 Ekim 2011 Salı

yaşasın yemek yemek!!

 UYARI: 
son derece acaip bir biyolojik saat uygulamasına geçtiğimiz için aşağıdaki satırlarda mantık, konu bütünlüğü ve uyumu aramamanızı rica ederiz.. başlıkla ilgili asıl yazı biraz daha aşağıdaki noktalı yerden hemen sonra başamaktadır, isteyen direkt ordan başlasın .. benden söylemesi :)
................


yorgunum, yorgunum, yorgunum!!  
feci halde yoğun olduğumdan şikayet edip durduğumun farkındayım ama  gerçekten çok yoruluyorum ben ya!!!!!
hatta bedenime ağır gelen yaşamım sonucunda beynim ara sıra tüm fonksiyonları bilinç altıma devredip beni sık sık yarı  yolda bırakabiliyor..

ee tabi bu durumda  benim bilinç altımda  pusuya yatmış bekleyen envai çeşit tepki, mimik, ses tonu en olmadık zaman ve yerlerde içimden fırlayıveriyor :s

''bi daha durakta bekle, ceza yazıyolar'' diyen dolmuş şoförüne tek elimi kaldırıp hyun bin edasıyla ''sorry!'' deyişim olsun, kütüphanede düşürdüğüm kitaplarla birlikte yükselen ahgg, ayşş ve  klavye de bulamadığım seslerden dolayı tüm kütüphaneden çook çok özür dilemek zorunda kalışım olsun, dersin ortasında zil sesime- thump thump- mesaj sesime  - vuncamaşşo, evet hala aynı:D-   içtenlikle eşlik edişim olsun, adımı taşıyan hareketlerle ilginç günler geçiriyorum..
ama bu durum ne canımı sıkıyor ne de  ruh halimde en ufacık bir değişikliğe  sebep oluyor..
çoğu zaman olay esnasında farketmiyorum bile zaten :)
siz şimdi amaan bunlar ara sıra başımız dumanlıyken hepimizin başına gelebilecek şeyler diyebilirsiniz..
ama şans(!)  eseri önüne yuvarlanan kadavradan da mı etklenmez insan..
yada üst üste 3 kez gondola binip indiğinde yine aynı köpükkafa olarak kalması normal midir?
hiç mi bişey uyandırmaz bu insanı??

bazen olmuyo, uyandırmıyo işte..

 ama akıllı ben ''ee madem yorgunum biraz dinleneyim'' demek yerine ''hiçbişeyden geri kalmam arkadaş!!'' felsefesini taşıyıp 3 saatlik uykulara, deli gibi ağır derslere rağmen hala bu yaşam şeklimi sürdürmeye devam ettiğim için kırmızı gözler ve  çevrimdışı bir beyinle ortalarda gezmeye devam edicem ..

ama haftaya cumayı atlattığımda uyuyan güzele taş çıkartan bir uyku beni bekliyor olcak :)
vee yeniden yaşamla bağdaşan hareketlerde bulunabilme fırsatı yakalıcam :)
.......................
.............
...
bu arada hala okumaya devam eden birileri varsa, helal olsun, sizden süper psikolog olur.. her eve lazımsınız, acaip sabırlısınız... ^^
tam olarak süngerleşmiş bir beyinle yazmaya devam ettiğim yazının asıl konusunu öğrenmeye hak kazandınız :)

ramen- noddle ve evdeki bilimum gereçlerle can sıkıntısı atmalık atıştırmalıklar :)

 kore dizisi izlerken makarna yapma alışkanlığıma yepyeni boyutlar ekleyip sanatsal(!) bikaç hareketle süslediğim şu porsiyonu sizle paylaşmaktan gurur duyuyorum :D


         ya şu yukarda yazdığım cümlelerin peşine karşınıza böyle bişeyle çıkınca beni lüzumsuz işler müdürü olarak atamanız son derece doğaldır :D yoğunum, yoğunum diyosun gece gece nelerle uğraşmışsın , cıkcık'ları duyar gibiyim hatta.. ama zaten böyle şeylerden vazgeçemeyip hayatımı eski düzende devam ettirmeye çalışmak benim savaşım.. yoksa naletayn gözlüklü, asosyal bir tıp öğrencisi olmak çok da zor bişey değil.. ama benim de tarzım değil :)  bu yüzden birazcık(!) yorulsam da bu konuda inat edebilmeyi seviyorum :)
           
  neyse şimdi gelelim bu şaheseri nasıl yaptım?
  buyrun malzemeler:

  noddle, acılı çeşni, maydanoz, nane, soğan, kırmızı biber, isteğe göre yumurta,-sosis- salam- kaşar hatta pastırma :D


yukardaki noddle paketinde 6 porsiyonluk erişte var.. her biri kare kare ayrılmış.. biraz su kaynatıp içine istediğimiz kadar noddle ekliyoruz.. daha sonra çeşnimizden de istediğimiz kadar ekliyoruz.. saydığım malzemelerdende istediğimizi seçip kaynayan suya ekliyoruz:)

 
 tamamen istediğimiz malzemeleri keyfimize göre karıştırıp yukardakine benzer bi görüntü elde etmeye çalışıyoruz..  sonra noddle kıvama gelince bi kaseye alıp  üzerini haşlanmış yumurta, karides yada et parçalarıyla süsleyebilirsiniz..ama  ne koyarsanız koyun en sonunda tabakta  en az beş farklı rengin göründüğünden emin olun yoksa yemeğe ve onu yiyecek kişiye yeterli saygıyı göstermemiş olursunuz:p :) 

ama yok benim o kadar vaktim diyorsanız buyrun şöyle bişey alın:



ister kendiniz yapın ister hazır alın her ikisinde de  farklı tatlar tatmak ve yemek yiyebiliyor olmak güzeldir :)
ee ne demişler?
 yaşasın yemek yemek!!! :)



dipnot:  ben acaip beğenmiştim yaptığım karışık şeyin tadını.. ama tabi baharatla arası olmayan hiç dokunmasın, hatta bence öylesi yaşamasın :P :)