Sayfalar

18 Aralık 2011 Pazar

çok yönlü blogger ödülleri! ^^

  öncelikle nihayet klavye başına geçebilip de taa ne zaman yazıp bir ara düzenlerim diye bıraktığım mim'e dönebilmek nasip olduğu için acaip mutluyum.. yarabbim nasıl bir kargaşalı koşuşturmalı bir 15 gün geçirdim ben yaa! her ne kadar çook eğlenmiş olsamda şöyle ayaklarını uzatıp bilgisayar başında takılmanın da nasıl bir saadet olduğunu hatırlamış bulundum :) neyse sonuç olarak gecikmeden ötürü sevgili harmony'den çok özür diliyorum :( çok üzgünüm çingu..
hatta inan şu an suju'dan daha sorry sorry durumundayım ama daha fazla geç kalmamak için artık mim'e geçsem iyi olacak:)

ilk olarak kurallar:

1-bu ödülü bize yollayan bloggera teşekkür ediyor ve blogunun linkini paylaşıyoruz.
2-kendimiz hakkında bilinmeyen 7 gerçek yazıyoruz o.0
3-bu ödülü diğer sevgili blog sahiplarine iletiyoruz fakat kontenjanımız sadece 10 yazar :(

ve artık başlıyoruz^^

ilk olarak bu mim'i bana paslayan harmony'ye çok teşekkür ediyorum :) şeker pembesi teması, blogunu okurken beni acaip rahatlatıyor^^ rahat ve sakin uslübunu da unutmamak lazım tabi :) bu yeni arkadaşımdan okuduğum güzel yazıların kesilmemesi dileğiyle .. tekrar teşekkürler^^

ımm bakalım sırada ne var?
kemdimden acımasız gerçekler :P tamam , o kadar acımasız olmasa da hakkımdaki bikaç garip özellikten bahsetmek ilginç olacak :)

   1- kararsız kazım
genelde hızlı karar veren biriyimdir ama sevdiğim şeyler arasında asla seçim yapamam.. şimdi sevdiğim şeyler deyince anneni mi daha çok seviyosun babanı mı? tarzı tercihler gelmesin aklınıza ..beni çaresiz bırakan tercihler daha çok alışveriş sırasızda vukuu bulur.. mesela alışverişte beğendiğim iki kazak arasında kalmak  hatta iki kazak da değil aynı kazağın iki farklı rengi konusunda kararsız kalmak ..  zaten çoğu zaman ikisini de alırım ama eğer param yetmiyorsa ahh ahh işte o zaman halim içler acısıdır :( bir saat o mu bu mu diye düşünür tezgahtarı da kanser eder öyle çıkarım dükkandan..yani kısaca beni alışverişe çıkartan adam ya çok sabırlı olsun ya da çok zengin - ki ikinci tercihimdir duyrulur :)


2-keyif insanı:
    sabah istediği saatte kalkabilen, rahat rahat kahvaltı yapabilen, canı sıkkınsa önce kendini şımartıp güne öyle başlayan bir insanım ben.. bu yüzdendir ki ilk derslere neredeyse hiç katılmamışımdır.. sabahın köründe 100 küsür kişiyi karanlık odalara tıkıp bilmem kaç slaytı okumak zorunda bırakan sisteme de buradan sevgiler! öhöm neyse anarşistliğimi de dillendirip soğutmayayım iyice kendimden :) neyse kendi çapımda kurallara isyan edip ilk derslere girmem.. sonra  eğlenceli müzikler dinler , genelde komik şeyler izlerim.. kendimi yormam, üzmem.. bi üzen çıkar nasılsa ne diye birde insan kendine kötü davransın ki ama di mi?

                                                                      3-sazan biiirr!!!
        bazen öyle saf olurum ki olmadık şeylere kanar, şaçma sapan durumlara düşerim.. genelde insanların ilk söylediklerini dikkate alırım ki aslında çoğu zaman ağzımdan çıkan ilk cümle dalga amaçlıdır.- bu da ayrı bir paradoks aslında-.. bi konuyla ilgili beyan ettiğim ilk fikir hep saçmadır ve bundan acaip zevk alırım .. ama çoğu zaman diğer insanların da bundan zevk alabileceğini unutup uzuun süren yanlış anlaşılmalara sebebiyet verebilirim :s :D ve yalan yok bu kargaşalar çoğu zaman oldukça eğlenceli olur :) o bana kanar, ben ona kanar acaip bi ütopya kurarız yani :)

                                                                    4- sanatçı ruhum, iflah olmaz egom..
             küçükken çizdiğim resimler hep okul panosuna asılırdı.. o günlerin bana verdiği güvenle  hala bişeyler karalar, çizim defteri tutarım :D  arkadaşlarımın defterlerine küçük süprizler karalarım .. ve bunu yaapmayı da  cidden severim ama bana aynı güveni sağlayan iş eğitimi dersleri için aynı şeyi söylemek biraz zor..  dışarda gördüğüm her ilginç dizaynı biraz inceleyip ''bende yaparım bunu aslında yaa..'' diye aslına burun kıvırıp derma çata yaptığım kendi eserime(!) dünyanın en şahane şeyi muamelesi yaparım.. evet biraz egom şişkindir bu konuda ..
                                                             
                                                                     5-alice harikalar dünyasında..

               hayal kurmaya bayılırım.. her gece uyuya kalana dek hayal kurarım..ama bu hayallerimde gerçek yaşantımdan insan silüetlerine pek yer vermem.... bambaşka bir dünyada bambaşka bir hayatım olur bu hayallerde.. sevdiğim insanlara ise mükemmel hayatlar yaşatırım genelde.. onların mutlu olduğunu düşünürüm her zaman.. kendimle ilgiliyse herkesten bağımsız hayallerim vardır.. bir gün ıssız adada şeyzlonga uzanmış,ananas suyumu yudumlayıp güneşin tadını çıkarırım, bigün bigbang konserinde çılgınlar gibi şarkı söylerim, kan ter içinde kalırım.. bilinçaltımdan acaip fikirler çıkar.. kimsenin karışamadığı  harikalar dünyamda dilediğimce dolaşırım..

                                                             
                                                                      6- seri olsun, bizim olsun..
  seri filmlere,kitaplara bayılırım.. takip ettiğim bir seri bittiğinde depresif havalara dahi bürünebilirim, o kadar takarım .. takip ettiğim seri sırasında akan yaşatımındaki değişiklikleri o serilere göre kodlarım..  hayat hikayemdeki kronoloji doğum tarihimle değil izlediğim ilk çizgi film serisiyle başlar mesela.. harry potter serisi 4. sınıftan geçen seneye kadar hayatımın önemli olaylarını bağdaştırdığım bir diğer seridir.. ocean's eleven, karayip korsanları, shrek, toy story, görevimiz tehlike, bond.. tarafımdan hep saygı gören hayatımın mihenk taşları gibidir :)  seri işi iyidir yani :)
                     
                                                              7- fanatiğim, damarımı kesseniz sarı kımızı akar :P
tamam, o kadar olmasa da taraftarlığımı fanatiklik boyutuna taşırım genelde .. bu fanatikliğim için illa büyük bir olaya da ihtiyaç duymam .. sevdiğim rengi, müziği, filmi, seriyi :) korur, sakınırım.. gerekirse reklamını yaparım.. hakkındaki tartışmalara hararetle iştirak eder ama  fair-play sınırlarında kalırım.. sporu severim, takip ederim.. ofsayt ne demek de bilirim :) futbolla da aram iyidir yani.. vaktinde mahallenin gol kralıydım hatta .. heyt be ne günlerdi :D

            işte böyle.. verdiğim bilgiler bana normal geliyor ama bir yandan da kendimi karalıyormuşum gibi hissettim :D insanın kendini anlatması ne zormuş.. okurken bayağı eğleniyordum halbuki bu mim'i :)
 neyse gelelim şimdi bu ödülü göndermek istediğim sevgili blog yazarlarına.. aslında  sanırım herkes yazdı bu mim'i ama yine de ben bu blogdaşlara ödül vermekten çok büyük mutluluk duyacağım için listemi zevkle hazırladım.. ô zaman, oscar goes to..

                                                                1-hikaruvy'nin renkli dünyası
 eğlenceli yazılarını okurken acaip rahatladığım bu blog aynı zamanda yukarda bahsettiğim hayal alemime farkllı  tatlar katan hikayelere de sahip.. sevgili hikaru'nun üslubuna zaten diyebileceğim birşey yok :) keyifli anlatımıyla en alakasız olduğum konulara bile acaip bir aşinalık duyuyorum.. harika yazılarının devam etmesi dileğiyle ^^

                                                                 2-metropol günlüğü

metropol günlüğü adamakkıllı takip ettiğim ilk bloglardan biri.. bana her zaman çok profesyonal gelen yazıları aynı zamanda çok eğlenceli ve süprizlerle dolu.. en son röportaj olayı bombaydı mesela :) sonraa ss501
ile ilgili bir one shot okumuştum ki sırf nasıl öyle bir başlık kim hyun joong 'tan bu kadar nefret eden bir adamın blogunda bulunur diye .. ama hikaye çok iyiydi.. yani kısacası bu ve benzeri pekçok sebeple bu ödülü metropol günlüğüne göndermekten çok mutluyum..
                                                                  
                                                                3-mydestiny
 şu yukarda gördüğünüz banner her ne kadar aman aman yetilerle yapılmamış olsada şahsım tarafından yapıldığından ve içerisinde barındırdığı şirin kişilikten dolayı gözümde inanılmaz kıymetli..( bknz.4 nolu özellik)  ve ben bu banner'ı sevgili mydestiny'nin photoshop dersleri sayesinde yaptım.. zaten şurdan mydestiny'nin derslerinden sonra nasıl gaza geldiğimi görebilirsiniz :D kendisine gönüllü hocalığından ve paylaşımcılığından dolayı çook teşekkür ediyorum :) haa bir de blogunun ,yerleşimi,düzeni, teması kısaca görünümü süper olmuş! en beğendiğim blog şekli seninki şu anda , sırf o düzene veririm ben bu ödülü zaten ^^ 
                                                                   4-masalevi

 sevgi masalevine de sırf isminden dolayı verebiirim bu ödülü.. harika bir blog adı bence..ben ne zaman bloga girip bannerdaki evi ve de başlığı görsem bende kışın buğulanmış bir pencerenin kenarında sahlep içme hissi uyandırıyor :)  ama zaten onun ötesinde bir ft island arşivi var ki adını gölgede bıraktı benim gözümde :)  hem huzurlu hem dinamik hem samimi bulduğum bu güzel bloga gönül rahatlığıyla gönderiyorum bu ödülü :)


                                                                  
                                                                  5-ucu iyagi:
bilginin biri bin para olan bu blog magazin haberleri dışında da taze bilgiler bulabileceğim bir diğer blog benim için :) uzakdoğu kültürünü tanırken atladığım, bilmediğim bi dolu  bilgiyi son derece yollu yordamlı anlatıp beni aydınlatan yazara bir teşekkürü borç biliyor, ödüllerimden birini gönderiyorum:)


                                                                  6-sevgili günlük:
 günlük yazarları blog alemine bir geldi pir geldi.. birden hepimiz bu hareketli , eğlenceli günlüğü karıştırdık bir şekilde :) sık güncellenen bu blog benim için eğlenceli bir uğrak oldu.. günlük yazarlarına da ödüllerini gönderiyorum :)

                                                                  7- bez cadıları:
yahu nasıl bir hızdır, nasıl eğlenceli yazılardır onlar :) kabarık arşivlerinde saatler geçirebilirim :) sırf yorumlarını okumak bile can sıkıntısını dağıtmaya yeter.. benim için pijama partisi tadında bir blog kesinlikle.. kız muhabbeti, dayanışması, dedikodusu bir arada :)  esgeçilmeyecek bu güzel bloga da ödüllerini ttakdim ediyorum :)

                                                                  8- yolun neresindeyim:

 gittiği japonyadan yazdığı blogu gıptayla okuduğum serrose tam bir kitap kurdu.. listesini görüpte utanmadan edemiyorum :S yazılarına günlük hayatından kattığı kesitler, japonyadaki yaşamıyla ilgili bilgiler ve minik kedisi bloguma sık sık misafir olmamı sağlıyor :) ayrıca sık fotoğraf paylaşması da oldukça hoşuma gidiyor.. dolu dolu bloguyla bu ödülü cidden hakediyor :)

                                                                  9-bunu sevdim:

bunu sevdim, adına vurulduğum bir diğer blog.. insanlar ne güzel isimler buluyor yahu değil mi? ama bunu sevdim isim konusundaki yeteneğini sağ sütunundaki başlıklarda da sürdürmüş.. özellikle şefin önerisine tıklamadan geçmemek lazım :) önerdiği filmlerden de şimdiye kadar keyif aldığım için listesine göz atmaya devam edicem.. takip listemde uzun süredir varolan bunu sevdime ödülünü sunuyorum :)

                                                                   10- kendisi insan:

blog yazmaya başlamama bilin ki bu şahsiyet sebep oldu..sessiz sedasız takip ettiğim bloguna özenip açtığım bu blogda ilk mim'i mi de bana kendisi insan göndermişti.. benim için çok değerli olan kendisi maalesef can sıkıcı zamanlar geçirmekte olduğu için bir müddet önce artık yazmayacağını söyledi ama ben kafası rahatlayınca dönüp yeniden blog alemini renklendireceğini ümit ediyorum.. umarım hayatında acaip güzel süprizlerle karşılaşır artık ^^  kendisine bu ödülü canı gönülden gönderiyorum..   
 

9 Aralık 2011 Cuma

iç dökme zamanı..



geçenlerde şöyle bir yazı yazmıştım:

 canım sıkkın galiba.. aslında sıkkından da öte bi mengenede gibiyim.. ve hala ''canım sıkkın galiba'' tarzı cümleler kuracak kadar da kronik bir ''umut edelim-iyi şeyler dileyelim-dua edelim-gülümseyelim'' ruh haline sahibim.. ve bu durum benim için ruh halinden ziyade saçma bir alışkanlığa dönüştü iyice..

''azimli olmak, inatçı olmak ,birşeyler başarmak için uğraşmak'' ilk başta kulağa güzel gelse de son zamanlarda saçmalıktan başka bişey olmadığını düşünüp, kaderden öteye bişey geçmez diyip,  içinde bunları barındıran her türlü davranıştan köşe bucak kaçasım var..yani biraz olsun kendimi rahat bırakasım var..

ama öyle bi durumdayım ki şu an birşeyleri bıraksam tüm sürü üstümden geçip gider.. ve benim de nal toplayacak halim bile kalmaz..  o yüzden güzel düşünmekle başlayıp hayattan zevk almakla biten öğütler silsilesine güvenmek istiyorum..

çünkü kendi kendimi oyalamaktan yoruldum..
güne gülümseyerek başlamaktan,
2ne1 ı'm the best, we are the champions arzı şarkılarla kendime gaz vermeye çalışmaktan,
karşıma çıkan insanlara içten bir günaydın demekten yoruldum..
dolmuşta aptalın teki mal gibi otururken ayaktaki amcaya yer vermekten yoruldum.
oda-sınıf-yakın arkadaşımın sürekli bana sinsice gelen davranışlarda bulunmasından yoruldum..
havanın gri olmasından, çikolatanın kalorisinden bıktım..
bu  alengirli ilişkilerden de sıkıldım..

hem bi sabah kalktığımda o hep ertelediğim şeylerin en azından bir kısmı hop diye gerçekleşiverse ne olur yani?
sabah erken kalkmadan da doğru düzgün hazırlanacak vaktim olsa..
atlasım pamuk kadar hafif olsa..
kuaförüm ucundan çok az'ı tam olarak anlasa..
ya da yaşamak zorunda olmadığım bi şehirde yaşayabiliyor olsam mesela..

dünyanın sonu mu gelirdi?


bu gidişle dünyanın sonu gelmese de benim insanlığımın sonu yakın gibi duruyor...

hem acımasız, aksi , hırslı ve bencil olmam neleri değiştirirdi merak ediyorum..

bu yüzden yarın sabah solumdan kalkmaya karar verdim .. hadi bakalım..
                                                     .........................................
                                     ..........................................................................
                                                     ........................................
ama sonra yazıyı bitirirken başlarken ki kadar yoğun bir can sıkıntısı çekmediğimi hatta belki! biraz durumu abarttığımı dşünerek taslak olarak bırakmıştım..

ama şu an bu yazı cidden hafif kalıyor.. ve saçma sapan, olayları anlatmadan kendin çözmeye çalışırsan, kendine sürekli ''all iz vell''  telkininde bulunursan işler yoluna girer felsefemi  taa büyük ayın göbeğinden geçecek kadar uzağa , bir alienin kucağına düşecek şekilde fırlatıyorum..!!

çünkü bu iş bana aptalmışım gibi hissettirmeye başladı..
kendime paboya, ahoya,idiot tarzı her türlü safsalak sıfatını reva görecek halde hissediyorum..

tamam 20 yaşında biri olarak çok görmüş geçirmiş, feleğin çemberinden geçmiş biri olmayabilirim ama en azından arkadaşlık adına hepimizin sahip olduğu bazı değerler vardır  değil mi?

peki bu değerlere inanılmaz sahip çıkan ideal arkadaş görünümünde birisi en yakın arkadaşınızsa ve siz hala sadece görünüm mü, gerçek mi ayırt etmekte  zorlanıyorsanız cidden aptal mısınızdır?

yoksa sadece iyi niyet beslediğiniz,inanmak istediğiniz, iyi olması için emek verdiğiniz ama sonunda uğruna kaçırdığınız fırsatlara ve kaybettiğiniz zamana acıyan , tüm çabalarına rağmen elinde temelsiz bir hurda kalan bir aptal mısınız?

cidden kafam karışk.. ve yorgunum..ve daha da acısı şu an kendimi o kadar salak hissediyorum ki!! sürekli sorunun asıl kaynağını atlayan eften püften şeylere patlayarak asıl meseleni üstünü kapatan bir salak!!




ben samimi biriyimdir.. hislerime güvenirim.. yada en azından eskiden böyleydim..
zorlu yada karmaşık olmayan, hisleri yüzünden okunun biri olmayı,
sevdiği kişilerle çok sevdiği şeyleri paylaşmaktan zevk alan..
arkadaşının canı sıkkınsa ve kendi mutluluğu ikisinede yetmiyorsa mutlu olmayı bırakıp onun sıkıntısının bir kısmını yüklenen biri olmayı severdim..
birlikte rezil olmayı, birlikte sinirlenmeyi seven...

herkese olmasa da bir kişiye zayıf yanımı göstermekten çekinmeyen biri..

ve şimdi sırf senin gibi birisi yüzünden mi  en sevdiğim bu özelliklerimden dolayı acı çekiyorum?!

ve sen nasıl bu hale gelmeyi başardın?
yada sen hep böyleydin de ben mi yeni uyadım..

beni nasıl bu kadar kötü bir duruma sokarsın?
neden??
egon bu kadar mı büyük?
sen aynı haldeyken sana destek olan birine nasıl bu kazığı atarsın?
beni trenden raylara yuvarlamaya bu kadar mı hevesliydin..

yaşadığım şehirin en güzel yerlerini senle keşfedip, hayatıma renk katan herşeyi senle paylaşmıştım..
komik olan herşeyi sende gül diye hiç atlamadan sana anlatırdım..
canın sıkkınsa nefret ettiğim dramları açardım birlikte salya sümük ağlayalım diye..
sırf senden hoşlanmıyor diye kaç arkadaşımla arama sessizce mesafe koydum..

senle birlikte kilo aldım ama sen tek başına rejime girdin..
sen hastayken ben en güzel filmleri seçtim izleyelim diye ama ben hastalandığımda sen benim tanıştırdığım arkadaşlarına film izlemeye gittin..
sen önemsiz bir sınavdan düşük aldığında seni teselli ettim..
ama ben kalmama ramak kalan bir sınav sonucu aldıktan sonra sadece iyiyim diyerek seni iyi olduğuma inandırmıştım..

ve ben sırf sana tükettiğim töleranslarım yüzünden etrafıma karşı daha sinirli, daha tahamülsüz bir insan oldum..

cidden aptalım değil mi?..

enerjimi tüketen karadeliğe en yakın arkadaşım sıfatını veren bir aptal..

ama artık bitti..

sevdiğim yönlerimi kaybetmek istemiyorum..
sabahları solumdan kalkmak istemiyorum..
ve birlikte geçirdiğimiz anlardan da nefret etmek istemiyorum..

o yüzden bu yazıyı yazdım..
çünkü sana söylersem biliyorum ki hiçbirini kabul etmeyeceksin ve yukarda istemediğimi söylediğim şeyleri yapmamı sağlayacak şeyler söyleyeceksin..

bu yüzden bu, benim tarafımdan yazılmış arkadaşlığımıza son verme fermanı ..
ve senin tarafında kayda değer bir arkadaşlık emaresi görmediğim için bu fermanı okumana da lüzum görmüyorum..

sen aynen yaşamaya devam et..
bende kendi yoluma  gideyim..