Sayfalar

20 Haziran 2011 Pazartesi

49 days senaristi ve sonuna dair ilenmeler!

                                              
    çok sinirliyim çoook!! bu sabah beş sularında bitirdiğim 49 days'in bünyemde oluşturduğu hal şu aşağıda okuyacağınız satırlardır.. sindiremedim hala o sonu.. çok pis oldum.. çok gıcık oldum.. çok sinir oldum..o yüzden mantıktan yoksun bi yazı olabilir ama birilerine de içimi dökmezsem çatlıcam yani.. sevgili bloguma yönelmeyeyim de napayım şu durumda.. neyse işte başlıyoruz..
                                                  ( dikkat spoiler'ın dibi var, ona göre)


neler yazmayı hayal ettiğim diziye öyle bir son yapmışlar ki fitil oldum resmen!! yapılır mı bu ya?? hadi ruh bekçisi olmayacak anladım, ama o körpecik kıza yapılır mı? hadi onu da geçtim benim sevgili han kang'ı ma yapılır mı? zaten dizi boyunca o üç damla toplayana kadar biz kaç damla döktük ekran başında.. :( böyle son mu olur be!!!

ulan senarist!! diye başlayan cümlelerimi içerik dolayısıyla buraya yazamıyorum ama umarım şu sinirim geçmeden karşılaşmayız kendileriyle yoksa sıkarım, hiç acımam..

şimdi bu adamın benim şerrimden bu denli nasiplenmesine sebep olan olaylar silsilesine gelecek olursak;

ilk olarak benim sevgili ruh bekçim (bu benim sevgili bilmemnem diye başlayan tamlamalar da seçim döneminin armağınıdır bana:s ) en özel gününde tam kıza yüzüğü almışken herşeyi düzeltmeye giderken  onca yanlış anlamanın içinde ölmüş .sonra 5 yıl sabret sana bi şans vericez demişsin.. buraya kadar tamam.. ama tutup o şansın insan olarak bi gün olduğunu söylersen bende sana her türlü irrite edici kelimeyi kullanmaktan çekinmem yani!! 
 
hadi benim asabi ruhum  bir şekilde bunu kabullendi ,olsun bak ne güzel en azından hataları düzeltti falan diye hayrayordu bu olayı..
 
ama shin ji hyun zavallısı ( ki başta gözüme korkunç derece de plastik görünse de, herzamanki gibi sonradan fazlasıyla alıştığım kişi) o zor bela geçen 49 güne 6 gün için mi  katlandı be adam?
 
hadi ona da öleceği varmış napalım(!), dedik..
 
ama o 49 gün her ne kadar şirketi kurtarmış, diğer iki pisliğe hadlerini bildirmiş gibi olsa da 49 günün sırrını çözen han kang' a nolcak? ölmedi de! .. (böyle bir serzenişte bulunacak kadar sinirlendim evet! ) mimar oldu, kariyer yaptı yaşasın falan mı demem gerekiyordu o 2 yıl sonraki hayatı için?
 
 
 iki yıl sonra bak ne güzel herkes mutlu mesut diye göstereceğine adam gibi son yapsaydın! dandik herif!
 
 tek bi önbilgi edinmeden izlediğim için resmen tokat yemiş gibi oldum dizi bittiğinde.. inanamadım..
 
belki de çok abarttım gibi geliyo size ama inanın şu an tam olarak bunu hissediyorum.. hani animelerde sinirden alev alırsın ya o biçimdeyim.. o yüzden dizinin çok güzel olan pek çok yerinden hiç bahsedemiyorum şuan.. belkide izlememiş gibi davranırım bu diziyi ilerde..
 
evet tam travma belirtileri göstermeye başladım..
 
yapılır mı bu ya? yazık ama. yaa.. ühü ühü.. ağzını burnunu kırmak lazım ühü ühü..
 .
 .
 .
ve ben kendi kendime söylenerek uzaklaşır..
 
 
 
 
 
 

2 yorum:

  1. bloguna daha yeni denk geldim arkadaşım dediklerine ayyynen katılıyorum ve gerçekten shin ji hyun banada ilk başta plastik geldi o nasıl bir güzellikdir sanki barbie bebek neyse gelelim senariste ey be adam sen niye mutlu mesut bir final varken tuttun bizim gözlerimizi ağlamaktan kan çanağına çevirdin neden böyle yaptığını hala anlamış değildim aynen dediğin gibi bende tokat yemiş gibi oldum ji hyun o lanet asansöre binerken sanki dünyam karardı hele ruh bekçisi 5 yıl ya dile kolay sadece bir güncükmüydü ben tamamen dönecek sanmıştım herşey çok güzel olacak sanmıştım senarist tarafından sırtımızdan vurulduk arkadaşım...

    YanıtlaSil
  2. hoşgeldin :)

    ay hiç sorma ya bu yazıyı yazalı ne kadar oldu ama her cümlesine hala en içten şekilde katılıyorum.. nası bi sondu o ya?! yani 20 bölümdür izledik, heryere aman ne güzel dizi diye yorumlar yaptık, bizim gibi izleyiciye reva mı bu yaa?!! cık cık :/

    barbie benzetmene de aynen katılıyorum kesinlikle o kıvamdaydı bence de :)

    YanıtlaSil