Sayfalar

9 Aralık 2011 Cuma

iç dökme zamanı..



geçenlerde şöyle bir yazı yazmıştım:

 canım sıkkın galiba.. aslında sıkkından da öte bi mengenede gibiyim.. ve hala ''canım sıkkın galiba'' tarzı cümleler kuracak kadar da kronik bir ''umut edelim-iyi şeyler dileyelim-dua edelim-gülümseyelim'' ruh haline sahibim.. ve bu durum benim için ruh halinden ziyade saçma bir alışkanlığa dönüştü iyice..

''azimli olmak, inatçı olmak ,birşeyler başarmak için uğraşmak'' ilk başta kulağa güzel gelse de son zamanlarda saçmalıktan başka bişey olmadığını düşünüp, kaderden öteye bişey geçmez diyip,  içinde bunları barındıran her türlü davranıştan köşe bucak kaçasım var..yani biraz olsun kendimi rahat bırakasım var..

ama öyle bi durumdayım ki şu an birşeyleri bıraksam tüm sürü üstümden geçip gider.. ve benim de nal toplayacak halim bile kalmaz..  o yüzden güzel düşünmekle başlayıp hayattan zevk almakla biten öğütler silsilesine güvenmek istiyorum..

çünkü kendi kendimi oyalamaktan yoruldum..
güne gülümseyerek başlamaktan,
2ne1 ı'm the best, we are the champions arzı şarkılarla kendime gaz vermeye çalışmaktan,
karşıma çıkan insanlara içten bir günaydın demekten yoruldum..
dolmuşta aptalın teki mal gibi otururken ayaktaki amcaya yer vermekten yoruldum.
oda-sınıf-yakın arkadaşımın sürekli bana sinsice gelen davranışlarda bulunmasından yoruldum..
havanın gri olmasından, çikolatanın kalorisinden bıktım..
bu  alengirli ilişkilerden de sıkıldım..

hem bi sabah kalktığımda o hep ertelediğim şeylerin en azından bir kısmı hop diye gerçekleşiverse ne olur yani?
sabah erken kalkmadan da doğru düzgün hazırlanacak vaktim olsa..
atlasım pamuk kadar hafif olsa..
kuaförüm ucundan çok az'ı tam olarak anlasa..
ya da yaşamak zorunda olmadığım bi şehirde yaşayabiliyor olsam mesela..

dünyanın sonu mu gelirdi?


bu gidişle dünyanın sonu gelmese de benim insanlığımın sonu yakın gibi duruyor...

hem acımasız, aksi , hırslı ve bencil olmam neleri değiştirirdi merak ediyorum..

bu yüzden yarın sabah solumdan kalkmaya karar verdim .. hadi bakalım..
                                                     .........................................
                                     ..........................................................................
                                                     ........................................
ama sonra yazıyı bitirirken başlarken ki kadar yoğun bir can sıkıntısı çekmediğimi hatta belki! biraz durumu abarttığımı dşünerek taslak olarak bırakmıştım..

ama şu an bu yazı cidden hafif kalıyor.. ve saçma sapan, olayları anlatmadan kendin çözmeye çalışırsan, kendine sürekli ''all iz vell''  telkininde bulunursan işler yoluna girer felsefemi  taa büyük ayın göbeğinden geçecek kadar uzağa , bir alienin kucağına düşecek şekilde fırlatıyorum..!!

çünkü bu iş bana aptalmışım gibi hissettirmeye başladı..
kendime paboya, ahoya,idiot tarzı her türlü safsalak sıfatını reva görecek halde hissediyorum..

tamam 20 yaşında biri olarak çok görmüş geçirmiş, feleğin çemberinden geçmiş biri olmayabilirim ama en azından arkadaşlık adına hepimizin sahip olduğu bazı değerler vardır  değil mi?

peki bu değerlere inanılmaz sahip çıkan ideal arkadaş görünümünde birisi en yakın arkadaşınızsa ve siz hala sadece görünüm mü, gerçek mi ayırt etmekte  zorlanıyorsanız cidden aptal mısınızdır?

yoksa sadece iyi niyet beslediğiniz,inanmak istediğiniz, iyi olması için emek verdiğiniz ama sonunda uğruna kaçırdığınız fırsatlara ve kaybettiğiniz zamana acıyan , tüm çabalarına rağmen elinde temelsiz bir hurda kalan bir aptal mısınız?

cidden kafam karışk.. ve yorgunum..ve daha da acısı şu an kendimi o kadar salak hissediyorum ki!! sürekli sorunun asıl kaynağını atlayan eften püften şeylere patlayarak asıl meseleni üstünü kapatan bir salak!!




ben samimi biriyimdir.. hislerime güvenirim.. yada en azından eskiden böyleydim..
zorlu yada karmaşık olmayan, hisleri yüzünden okunun biri olmayı,
sevdiği kişilerle çok sevdiği şeyleri paylaşmaktan zevk alan..
arkadaşının canı sıkkınsa ve kendi mutluluğu ikisinede yetmiyorsa mutlu olmayı bırakıp onun sıkıntısının bir kısmını yüklenen biri olmayı severdim..
birlikte rezil olmayı, birlikte sinirlenmeyi seven...

herkese olmasa da bir kişiye zayıf yanımı göstermekten çekinmeyen biri..

ve şimdi sırf senin gibi birisi yüzünden mi  en sevdiğim bu özelliklerimden dolayı acı çekiyorum?!

ve sen nasıl bu hale gelmeyi başardın?
yada sen hep böyleydin de ben mi yeni uyadım..

beni nasıl bu kadar kötü bir duruma sokarsın?
neden??
egon bu kadar mı büyük?
sen aynı haldeyken sana destek olan birine nasıl bu kazığı atarsın?
beni trenden raylara yuvarlamaya bu kadar mı hevesliydin..

yaşadığım şehirin en güzel yerlerini senle keşfedip, hayatıma renk katan herşeyi senle paylaşmıştım..
komik olan herşeyi sende gül diye hiç atlamadan sana anlatırdım..
canın sıkkınsa nefret ettiğim dramları açardım birlikte salya sümük ağlayalım diye..
sırf senden hoşlanmıyor diye kaç arkadaşımla arama sessizce mesafe koydum..

senle birlikte kilo aldım ama sen tek başına rejime girdin..
sen hastayken ben en güzel filmleri seçtim izleyelim diye ama ben hastalandığımda sen benim tanıştırdığım arkadaşlarına film izlemeye gittin..
sen önemsiz bir sınavdan düşük aldığında seni teselli ettim..
ama ben kalmama ramak kalan bir sınav sonucu aldıktan sonra sadece iyiyim diyerek seni iyi olduğuma inandırmıştım..

ve ben sırf sana tükettiğim töleranslarım yüzünden etrafıma karşı daha sinirli, daha tahamülsüz bir insan oldum..

cidden aptalım değil mi?..

enerjimi tüketen karadeliğe en yakın arkadaşım sıfatını veren bir aptal..

ama artık bitti..

sevdiğim yönlerimi kaybetmek istemiyorum..
sabahları solumdan kalkmak istemiyorum..
ve birlikte geçirdiğimiz anlardan da nefret etmek istemiyorum..

o yüzden bu yazıyı yazdım..
çünkü sana söylersem biliyorum ki hiçbirini kabul etmeyeceksin ve yukarda istemediğimi söylediğim şeyleri yapmamı sağlayacak şeyler söyleyeceksin..

bu yüzden bu, benim tarafımdan yazılmış arkadaşlığımıza son verme fermanı ..
ve senin tarafında kayda değer bir arkadaşlık emaresi görmediğim için bu fermanı okumana da lüzum görmüyorum..

sen aynen yaşamaya devam et..
bende kendi yoluma  gideyim..

8 yorum:

  1. Unnim, sen ne çok dolmuşsun?... Yazıyı okumamı ister miydin bilemiyorum, belki gizlice okuyup gitmeliydim, ama ben sonuna kadar hiç ses çıkarmadan okudum ve şimdi bir yorum bırakma gereği hissettim..
    Bence o arkadaşın seni "hiç ama hiç" hakketmemiş. Ne denir o insana bilemiyorum! İnsan silüetindeki yaratık gibi!! Sen böyle sakince sıkıntını dökmüşsün ama benim içimde o en yakınım dediğin aslında en uzağın olması gereken kişiye karşı fırtınalar koptu, bir insan arkadaşına nasıl böyle şeyler yapabilir?
    Sen ona ne kadar fedakarlık yaptıysan o onun bin kat kötüsünü layık görmüş sana!! Nasıl!! Bu duruma ancak "Yediği kaba *ıçmak" deyimi uyuyor, kaba bir kelime kullandığım için özür dilerim.
    Allah sana peygamber sabrı vermiş, belki de onu o kadar çok seviyordun ki gerçek yüzünü göremedin.. Ama artık onun maskesini düşürmüşsün, ayrıca içinden geçenleri bu yazıyla kendine anlatıp her şeyle yüzleşmişsin. Bence çok büyük bir adım atmışsın. Ve seni haketmeyen birine "arkadaşım" demekten kurtulmuşsun. Seni can-ı gönülden tebrik ediyorum bunları kendine itiraf edebildiğin için. Demişsin ki: "cidden aptalım değil mi?.." Buna katılmıyorum, asla ama asla "aptal" değilsin, kendine güvenen ve engelleri tek tek söküp atabilen cesur birisin. Her insan bazen yanlış insanlara denk gelir, ama onun yanlış kişi olduğunu erkenden fark edip ondan bir an önce kurtulmak takdir-e şayan bir davranış. Yaptığın hiçbir şey de boş değil. O bunlara layık olmadığı için kendini üzme, sen yapacağını yapmışsın, yapmadıkları yüzünden ileride çekeceği vicdan azabı ve gerisi onun boynuna. Otobüste mal mal oturan o velet utanmalı, kendisi büyüyüp dede, nine olunca aynı şey kendisine de yapılınca hissedecek o günlerin acısını. Sen gerçekten de "memleketin en iyisi" madalyasını hakediyorsun ve asla kendini değiştirmemelisin.
    Biliyorum çok uzattım ve belki de seni daha çok sıktım, ama bunları içimde saklamak istemedim. Umarım seni sıkmamışımdır. Şöyle bitirmek istiyorum: Hayatta iyilerin de olduğunu unutma, senin gibi. ^^ Umarım bundan sonraki arkadaş seçimlerin doğru olur, senin iyiliklerini hakedebilecek statüteki insanlar çıkar karşına. Hep mutlu olman dileğiyle. ~

    YanıtlaSil
  2. ay harmonycim ne desem bilemiyorum.. yorumun için çok teşekkür ederim canım .. sen zat-ı muhterem'e :P verip veriştirdikçe ben rahatladım :D

    şaka bi yana gerçekten teşekkür ederim.. her cümlemi okuyup anlamaya çalıştığın için.. iyice duygusala bağladım zaten , bak gözlerim falan doldu yorumu okurken:).. başlıkta da dediğim gibi sadece biraz içimi dökmek istemiştim ama böyle rahatlatıcı ve cesaretlendirici bir yorum almak beni cidden sevindirdi.. içten dileklerin için çok çok teşekkür ederim^^

    yazıyı yazarkenki ruh halim ve kırgınlığım dolayısıyla vazgeçmeye niyetli olduğum şeyler olduğunu söylesem de evrene vaktinde gönderdiğim pozitif enerjiler mi döndü nedir, iyi hissediyorum şu an kendimi :)

    hem ben izciyim kızım, izciler yorulmaz, yılmaz
    , vazgeçmez.. ^^

    kendime cidden geldim galiba :)

    YanıtlaSil
  3. canım yaa... ne desem bilemedim gerçekten :( bu kadar dolmuş olduğuna göre çok canın yanmış belli ki :(( geçmiş olsun, inşallah kısa zamanda atlatırsın bu dost (!) kazığının acısını :((

    insanlara güvensen bir türlü güvenmesen bir türlü değil mi... belki de biraz bencil olmak lazım; özellikle yazıdaki gibi kadir kıymet bilmeyen biriyle karşılaşınca hep bu prensibi hatırlıyorum: insan önce kendini düşünmeli valla! ama işte senin kadar iyi kalpli biri olunca bunu yapmak çok zor... ayrıca kesinlikle salak falan değilsin, sadece herkesi kendi gibi bilen iyi kalpli bir insansın. senin yaptıklarını yapmak herkesin harcı değildir; o aptal arkadaşın da senin gibi bir dostu kaybettiğine yansın! ve lütfen kendini üzme: değmeyen bir insan için çok fedakarlık yapmış olabilirsin, ama bu yalnızca senin ne kadar kaliteli bir insan olduğunu gösterir... bundan sonra değer vereceğin insanları daha dikkatli seçersin, biter gider... hayatta her şey deneyim, her şey daha iyi yaşamamız için bir fırsat, öyle değil mi? her işte bir hayır vardır, burdaki hayır da o insanı hayatından çıkarmış olman. lütfen canını daha fazla sıkma, e mi? hatta şimdi kendini şımartma vaktidir bence! ;) bundan sonra hep güzelliklerle karşılaşmanı diliyorum ve çok öpüyorum canım, sevgilerimle ^^

    YanıtlaSil
  4. teşekkür ederim hikaru^^

    ya insanlara bu böyle dert yanmaya pek alışık değilim aslında.. hatta böyle yorumlar okuyunca biraz utanıyorum açıkçası :) ama iyi geldiğini de söylemeden edemeyeceğim :)

    sonuçta cidden moralim bozuk ve canım sıkkındı.. etrafıma da herşeyi etraflıca anlatmaya kalksam bu küçük şeyler beni boğacak gibi oluyordu ve bahsetmeye değer olmadıklarını düşünüyordum.. ama en sonunda bloga patladım :)

    haklı olduğum da okuyanlar tarafından onaylandığına göre dediğin gibi kendimişımartma evresine geçebilirim artık .. -ki oldukça başarılı olacağıma inanıyorum :D-

    önerilerin ve desteğin için çok teşekkürler çingu.. bu yazı beni blog alemine iyice ısındırdı.. kim demiş sanal hayat boş diye.. valla terapi gibi oldu :)

    YanıtlaSil
  5. utanacak ne var ki canım, hepimizin zor zamanları oluyor, ve insan içini dökünce rahatlıyor, ister kendisini dinleyen birine, ister bloguna. ya da bu durumda ikisi birden :) o yüzden iyi etmişsin bloga patlamakla, ohh yarasın! :D

    bu arada izcisin demek, süpermiş :) ben de izciydim üniversite yıllarımda. kar kış dinlemeden süper kamplar yapardık, ne günlerdi! fularımı hâlâ saklarım :) ahh özledim o günleri valla... :)

    YanıtlaSil
  6. merhaba :) yazını okuyunca son 1 senedir yaşadığım olaylar gözlerimde belirdi... özellikle "sevdiğin özelliklerin acı çektirmesi" hissini çok iyi bilirim... o yüzden seni çok iyi anlıyorum. ama şunu unutma ki zavallı olan kişi sen değil bütün iyiniyetine,samimiyetine rağmen böyle davranan arkadaşın.bazı insanların özelliği bu.sanırım iyiniyetli insanları görünce kendilerini çok üstün görüp böyle hareketler yapıyorlar.o yüzden kendini sakın çok üzme ve yıpratma.çünkü gerçekten bu tür insanlar için üzülmene, o sıkıntıyı yaşamana değmiyormuş..bırak o kişi kendi fesatlığı içinde kalsın.eminim bir gün böyle bir arkadaşı kaybettiği için pişman olacaktır..
    umarım bir nebze de olsa yardımcı olabilmişimdir... inşallah artık iyiniyetini,samimiyetini ve arkadaşlığını hakeden insanlarla karşılaşırsın^^

    YanıtlaSil
  7. slm sağbeyin:)

    herşeyden önce iyi dileklerin için teşekkür ediyorum.. insanın böyle zamanlarda cidden teselliye ihtiyacı oluyormuş..

    ve sanırım böyle şeyleri herkes biraz yaşıyor.. sonuçta ideal bir dünyada yaşamıyoruz ve gezegendaşlarımız da çiğ süt emmişliklerini belli etmekten geri durmuyorlar çoğu zaman.. yani ben cidden çok şiddetli bir öfke ve üzüntü hissettiğim için herşey bana bu kadar berbat görünüyor sanıyordum ama çok nadir bir durum değilmiş sanırım.. senin de başına gelmesi üzücü.. ama dediğin gibi boşuna kendimizi yıpratmaya gerek yok.. eğer acı da olsa birşeylerin farkına vardıysak uzatmanın manası yok..

    depresif falanda takılmıyorum ama içime birşeylerin oturduğu bir gerçek.. zamanla düzeleceğini umuyor ve bu konuyu daha fazla düşünmüyorum.. umarım hepimiz kadir kıymet bilen insanlarla karşılaşırız..

    yorumla alakasız not: ismini çok beğeniyorum, acaip hoş bence :) aklıma gelmişken söyleyeyim dedim :)

    YanıtlaSil
  8. Sen kendini küçümsemek için uğraşırken kendinde ,ben her aklıma sen gelişinde gurur duyarım senle. Dünyanın büyüklüğünü düşündüğünde aslında bir hiçiz hiç birşeyi değiştiremeyiz çoğu kez. O yüzden omuzlarını yorma o güzel omuzlarını. Ama genede kendini her an mutlu hissedebilirsin hem de hiç zorlanmadan.=). Bana güvencin hala sağlamsa beni dinle. Mutlu olmayı hakediyosun sen. Yaradan bizi kendimizi kendimize rezil edelim diye yaratmadı. Senin en iyi arkadaşın kendin olmalı kendini yalnız bırakma. Hem o kadar güzel ki o arkadaşın kıymetini bil onun. Kendinin farkına var. Benim de aklımı sen de bırakma. kardeşin :*

    YanıtlaSil